İstanbul gibi yüksek riskli bir deprem kuşağında bulunan bir metropolde, lojistik sektörünün hazırlıklı olması yalnızca ekonomik açıdan değil, insan hayatı açısından da hayati bir öneme sahiptir.

İstanbul’da Deprem Olursa Lojistik Sektörü Ne Yapacak?
İstanbul’da beklenen büyük deprem sadece binaları değil, tüm sistemleri test edecek. Bu sistemlerin en önemlilerinden biri de lojistik. Yani gıdanın, suyun, ilaçların afet bölgelerine ulaşmasını sağlayacak sektör.

Peki Türkiye Bu Konuda Hazır mı?
Gerçekçi Olalım: Hazır Değiliz!
Depoların çoğu İstanbul çevresinde, yani riski yüksek bölgede. Bazı firmalar yeni teknolojilere geçiyor ama hâlâ birçok depo eski. Sarsıntıya dayanıklı olmayan bu yapılar, bir afet anında işlevsiz kalabilir.
Marmara Bölgesi’nin fay hatları üzerinde yer alması, uzmanların yıllardır uyardığı yıkıcı bir depremin beklenmesi ve bu senaryonun yalnızca fiziksel değil, ekonomik ve toplumsal sistemler üzerinde yaratacağı etkiler… Bu zincirin halkaları arasında lojistik sektörü de kritik bir konumda yer alıyor. Peki, Türkiye lojistik sektörü böyle bir felakete ne kadar hazır? Ve bir deprem sonrasında lojistik hizmetlerin sekteye uğramaması için ne yapmalı?

Türkiye Lojistik Sektörünün Mevcut Durumu
Türkiye, coğrafi konumu itibarıyla iki kıtanın kesişim noktasında yer alıyor. Bu stratejik avantaj, ülkeyi önemli bir lojistik merkez hâline getiriyor. Ancak, bu avantajı sürdürülebilir kılmak için yalnızca yollar, limanlar ve depolar yetmez; yapıların afetlere karşı dayanıklı olması şart.
Özellikle Marmara Bölgesi’nde faaliyet gösteren lojistik firmalarının büyük çoğunluğu İstanbul ve çevresinde konumlanmış durumda. Bu da olası bir depremde, zincirin en kritik halkalarının ciddi şekilde zarar görme riskini barındırıyor.
Depolar ve Altyapı Ne Kadar Dayanıklı?
Lojistik firmalarının depoları çoğunlukla geniş hacimli, yatay mimariye sahip yapılar. Ancak bu depoların kaçı 7 ve üzeri büyüklükteki bir depreme dayanıklı olarak inşa edildi? Bu sorunun yanıtı maalesef net değil. Mevcut mevzuatlar her ne kadar yapı güvenliği konusunda belirli standartlar getirse de, eski yapılarda bu standartlara tam olarak uyulduğunu söylemek zor.
Modern depolarda sismik izolatörler, raf sabitleme sistemleri, acil durum tahliye planları gibi önlemlerin zorunlu hâle getirilmesi gerekiyor. Aynı zamanda, depolardaki ürün stok yönetiminin de “acil durum senaryolarına” göre güncellenmesi büyük önem taşıyor.
Deprem Sonrası Lojistik Hizmetlerinin Önemi
Bir deprem sonrası ilk saatlerde en çok ihtiyaç duyulan şey, hızlı ve kesintisiz lojistik hizmeti. Arama kurtarma ekipmanları, tıbbi malzemeler, gıda ve su gibi temel ihtiyaçların afet bölgesine ulaştırılması hayati önemdedir. Bu süreçte lojistik sektörünün aksamaması, afetin yönetim başarısını doğrudan etkiler.
Afet sonrasında yolların kapanması, köprülerin yıkılması veya iletişim altyapısının çökmesi gibi durumlara karşı alternatif planların oluşturulması şart. Bu nedenle;
- Afet Lojistik Merkezleri oluşturulmalı,
- Mobil depo ve dağıtım üniteleri geliştirilmeli,
- Lojistik firmaları arasında afet anı koordinasyon protokolleri oluşturulmalıdır.
Ne Yapmalı?
- Deprem Risk Analizi: Her lojistik firmasının faaliyet gösterdiği bölgeye özel risk analizlerini yaptırması zorunlu olmalı.
- Yapısal Güçlendirme: Depolar ve lojistik merkezleri kontrolden geçirilmeli, gerekenler güncel deprem yönetmeliklerine göre yeniden yapılandırılmalı.
- Dijital Altyapı ve Yedekleme: Sistemler sarsıntıya dayanıklı sunucularla desteklenmeli, veri kaybı riskine karşı bulut tabanlı çözümler kullanılmalı.
- İnsan Kaynağı Eğitimi: Çalışanlar düzenli olarak afet senaryoları için eğitilmeli, tahliye tatbikatları yapılmalı.
- Kamu-Özel İş Birliği: Afet anlarında özel sektörün kapasitesinden en iyi şekilde faydalanmak için önceden yapılmış protokoller devreye girmeli.
Deprem Yalnızca Bir Doğa Olayı Değildir; Aynı Zamanda Bir Testtir
Bu test, ülkelerin, şehirlerin ve sektörlerin ne kadar hazır olduğunu sınar. Türkiye’nin lojistik sektörü bu sınavdan başarılı çıkmak istiyorsa, bugünden itibaren gereken önlemlerini almalıdır. Unutmayalım ki lojistik, bir kriz anında yalnızca ürün değil, umut da taşır.
Vaka Analizleri
1- Kahramanmaraş Depremi 2023 – Lojistik Aksama
- Durum: İlk 72 saatte birçok yol kapandı, bölgeye erişim zorlaştı.
- Sorun: Yardım malzemeleri depolarda kaldı, dağıtım gecikti.
- Ders: Alternatif güzergahlar ve mobil depolama çözümleri olmalı.
2- Japonya Tohoku Depremi 2011 – Lojistikte Başarı Örneği
- Durum: 9.0 büyüklüğündeki deprem ve ardından gelen tsunamiye rağmen Japonya, afet lojistik planları sayesinde temel ihtiyaç malzemelerini hızla ulaştırabildi.
- Başarı Unsuru: Bölgesel afet lojistik üsleri, otomatik stok yönetimi ve sarsıntıya dayanıklı altyapı.
3- İstanbul’da Simülasyon Tatbikatı – 2022
- Durum: AFAD koordinasyonunda yapılan tatbikatta bazı özel firmaların hazırlıklı olmadığı gözlemlendi.
- Sonuç: Kriz yönetimi planları güncellenmeye başladı, ancak uygulama hâlâ yetersiz.